1976 yılında 51 santimetre boyunda, tamı tamına 4 kilo 550 gram ağırlığında küçük bir tosuncuk olarak doğmuşum. Tombul kuş arabaya koş. Bir resim şuracıkta:
Annem çalıştığı için anneannem büyüttü beni. Anlattığı kadarıyla, doyma hissim pek gelişkin değilmiş o zamanlar da. Ağzıma gelen hiç bir uçağa hayır demezmişim. Taa ki, bir anda "Blöööh" diye yediğimi çıkarana kadar.
Fakat yine de çocukken kilolu olmadığım kısa bir dönem var. Ay evet, ben hiç kilolu değildim, hep sonradan aldım. Ne var, işte kanıtı:
Pek kuvvetli güvensizliklerimi ve muhteşem yeme alışkanlıklarımı bu yıllarda kazanırken, kilo almaya 9-10 yaş civarı başladım. Kilonun etkisiyle erken gelen bir ergenlik de zaten o zamana kadar gıdım gıdım biriktiridiğim utançlarıma utanç kattı.
Bu yıllarla ilgili anım çok az. Ama bu anıların öğrettiği bir şey varsa, bir çocuğun ağzınızdan çıkan her kelimeyi nasıl büyütüp nasıl dert edinebildiğini asla hafife almamanız gerektiği.
Mesela, bir tanıdığınızı çocuğunuza koca kafalı olduğunu söylerken duyarsanız basın zopayı. Ya da ilk doğduğunda ne kadar çirkin olduğunu da anlatmayın çocuğunuza. Özellikle kardeşinin ne kadar güzel doğduğunu anlatırken. Ya da esmer olmanın ne kadar fena bir şey olduğunu düşünen aile büyükleriniz varsa, söyleyin bu harika fikirlerini kendilerine saklasınlar. İşin aslı, çocuğunuzu ne kadar güzel olduğunu söyleye söyleye de büyütmeyin ama ne kadar çirkin olduğunu arada bir söylemeniz bile bayağı problem yaratıyor. Biliyos da konuşuyos.
Daha sonra ortaokul ve lise geldi. Çok şanslıydım ki birinci sınıftan üniversite bitene kadar yüzüme karşı sadece ve sadece bir kere kilomla dalga geçildi. Hazırlık senesinde, beden dersinde şort giymişken, başka bir sınıftan bir çocuğun "Elif'in bacaklarına bak, kütük gibi" dediğini duydum. Lafı duymaktan daha kötüsü bu lafı başkalarının duymuş olabileceği ve benim için üzülebilecekleri korkusuydu. Hızla olay yerinden uzaklaştım. Bu arada bu lafı eden gerzek arkadaş hazırlığı geçemeyerek içimin yağlarını eritti. Schadenfreude ama neden schadenfreude... Ama tabii yollarda yediğim laflardan kurtulacak kadar şanslı değildim.
Dağlarıma böyle yavaaş yavaaş karlar yağarken, orta iki yazında aniden aldığım 15 kilo, çığı tam anlamıyla başlattı.
Bu da ikinci post oldu. Hem de aynı günde. Heyt!
No comments:
Post a Comment